2 Temmuz 2014 Çarşamba

Mehmet Erolçevik - Blog: Türkiye'nin konsept otellere ihtiyacı var

Mehmet Erolçevik - Blog: Türkiye'nin konsept otellere ihtiyacı var: Türkiye'nin konsept otellere ihtiyacı var Andiamo Tour Yönetim Kurulu Başkanı Cem Polatoğlu, Türkiye'deki otel konseptleriyle ilg...

Türkiye'nin konsept otellere ihtiyacı var

Türkiye'nin konsept otellere ihtiyacı var




Andiamo Tour Yönetim Kurulu Başkanı Cem Polatoğlu, Türkiye'deki otel konseptleriyle ilgili bir yazı kaleme aldı. 


 
Cem Polatoğlu'nun yazısını aktarıyoruz: 
 
Denizi gören çimentoyu bastı, geride birbirine benzer beton yığınları kaldı. Ortada koca bir havuz. Saat sabahın 10'u, delikanlı elde mikrofon 5 dilden yırtınıyor. Haydi hyooop eller havaya. Şimdi havuzda kürek savaşı...

Mutfakta ki savaş ayrı. Bütçeyi tutturmak gerek. Rakı, Bira Votka, Kola merdiven altı. Dünün salatası oldu bugünün çorbası. Artan etler tavukla karışıp oldu kıyma. Haydi buyrun açık büfeye.

Neden? Çünkü 1000 Antalya otelinin 990'ı acımasız bir rekabetin içerisinde. 3 yıldız şehir oteli bile "Herşey Dahil" konseptinde çalışıyor. Esnaf kan ağlıyor.
 
Çare; KONSEPT OTELLER

Biz buna "tematik oteller" de diyebiliriz. Yani özgün, deniz-kum-güneş'in ötesinde, hatıra bırakacak bir tema'ya sahip oteller.

Dünyada örnekleri var; Buz, Kale, Saray, Tren, Deniz üstü Bungalov, Akvaryum (denizin altında), Uzay, Çöl, Mağara, Kilise, Deniz feneri, TIR, Otobüs, Single (Bekar), 18-25 yaş, 65 yaş üstü oteller v.s.

Bu tür otellerin fiyatlarına gelince; Her birinin oda fiyatı en lüks 5 yıldızlı otel fiyatlarından daha fazladır. İşin içine bir de lüks katarsanız gecesi 10.000 euro'ya varan oda da satarsanız. Örnek mi? Maldivler "Valea Private Island", Courchevel'de "Cheval Blanc", Sardunya "Forte Village". Çünkü rakibi bulunmayan nevi şahsına münhasır, Unique otellerdir bu oteller.
 
Bunların bir kısmı Türkiye'de mevcut. Antalya'da Ağaç Ev, Kapadokya'da Peri Bacası otelleri güzel örnekler. Peki, yukarıdaki örneklerin dışında Türkiye'ye özgü ne gibi tematik oteller yapılabilir?;
 
Ör;
- Geleneksel eski Türk Otağ'larından oluşan bir otel. İçinde atları da olsun.
- Geleneksel Osmanlı kasabası.
- Sadece Taş, Ahşap ve Cam kullanılan Anadolu köy evleri.
- Agriculture Turizm evleri (otel); Yani gerçek bir köy içerisinde inek sağıp, tavuktan yumurta toplayabildiği, tarhana ve reçel yapıp, ununu el değirmeninde öğütebildiği bir Türk köyü.
- Osmanlı Sarayı; Ancak otelde ki yaşam biçimi de ona uygun olmalı.  (Harem hariç :)  Yemesi, içmesi, eğlencesi de Osmanlı olsun. Çalışanlarının kıyafetleri de.
- Dağ'ın içine mağaralar, mağara içine odalar.         
  http://turizmguncel.com/haber/turkiyenin-konsept-otellere-ihtiyaci-var-h19663.html
 

24 Mayıs 2014 Cumartesi

GZP kabına sığmıyor

UÇUŞ güvenliğine yönelik çalışmalar kapsamında Gazipaşa Havalimanı'nın 2 bin metre olan pist uzunluğunun 2 bin 500 metreye çıkarılması için Bakanlar Kurulu tarafından alınan kamulaştırma kararı, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayınladı. Bakanlar Kurulu'nun 2014/6104 sayılı kararı şöyle:  
"Uçuş güvenliğine yönelik çalışmalar kapsamında Antalya Gazipaşa Havaalanı pist uzunluğunun arttırılması amacıyla ekli harita ve listede belirtilen taşınmazlar ile üzerlerindeki muhdesatın Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılması, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın 13/2/2014 tarihli ve 390 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27'nci maddesine göre Bakanlar Kurulu'nca 6/3/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır."
KAMULAŞTIRMA İLE PİST UZATILACAK
Pistin büyütülmesi için Gazipaşa-Kahyalar Mahallesi'nde yaklaşık 145 bin metrekarelik tapulu alanın 71 bin metrekaresinde hızla kamulaştırma yapılacak. Böylelikle havaalanı pistinin 2 bin metreden 2 bin 500 metreye çıkarılması sağlanacak. Gazipaşa Havalimanı pistinin uzatılması ile mevcut 2 bin 600 metrekare olan terminal binası, 6 bin 400 metrekareye çıkarılıyor. Kamulaştırmanın tamamlanması ile uçak park alanı, 3 uçaktan 6 uçak kapasitesine çıkarılacak. Büyüyen havalimanında x-ray 2'den 4'e, pasaport bankosu da 4'ten 8'e yükselecek. Apronun genişletilmesi, terminalin büyütülmesiyle Gazipaşa'nın yıllık yolcu kapasitesi en az 1 buçuk milyona çıkacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 14 Aralık 2013'te Gazipaşa'da düzenlenen mitingde pistin 2 bin metreden 2 bin 500 metreye çıkarılacağı sözünü vermişti.
İRANLI YOLCULAR GZP’YE İNECEK
TAV Gazipaşa Havalimanı Koordinatörü Cengiz Aşıklı, 27 Mayıs'ta İran'dan gerçekleşecek uçuş hakkında, "İran'dan Gazipaşa'ya direkt bir sefer düzenlenmeyecek. Gelecek 737 Boeing tipi uçak Adana üzerinden Gazipaşa'ya iniş gerçekleştirecek. Uçak 189 kişilik ama gelecek kişi sayısı henüz belli değil" derken, Rusya'dan başlatılması düşünülen direkt uçuşlar hakkında ise, "Rusya'dan direkt seferlerin başlatılması için çalışmalarımız sürüyor. Tek amacımız her geçen gün yolcu sayısını ve buraya uçuş yapan firma sayısını arttırmak. Yeni uçuş noktaları olması için uğraşıyoruz" dedi.

21 Mayıs 2014 Çarşamba

ALTİD'DEN 'ENGELSİZ TURİZME' DEVAM KARARI

Alanya Belediyesi Engelsiz Park ve Yaşam Merkezi Proje Koordinatörü ve Engelsiz Turizm Komisyonu Sekreteri Münir Altıoğlu, ALTİD Yönetim Kurulu ile bir araya geldi.  
    
Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinatörlüğünde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Alanya Belediyesi, Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) ve Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) işbirliğinde yürütülmekte olan “Engelsiz Turizm Kenti Alanya Uygulama ve İşbirliği Protokolü” çerçevesinde gerçekleştirilen “Engelsiz turizm” çalışmaları ile ilgili gerçekleşen görüşmelerde  “Engelsiz Turizm”e devam kararı çıktı. 
 
"Protokolün yenilenmesi taraftarıyız"
 
ALTİD Başkanı Burhan Sili, şunları söyledi:
“Engelsiz Turizm Projesi”nin sosyal entegrasyona sağladığı katkıya ek olarak ekonomik anlamda turizmin 12 aya çıkarılması için alternatif turizm çalışmaları kapsamında büyük önem taşıdığını kaydetti. Sili, “Alanya, kent olarak ülke genelinde örnek olacak bir vizyona ve alt yapıya sahip. ALTİD olarak bu sürecin içerisinde üzerimize düşecek tüm görevleri yapmaya devam edeceğiz ve aralık ayında süresi bitecek olan kurumlar arası işbirliği protokolünün yenilenmesi taraftarıyız.’’
 
Engelsiz turizm 
 
Avrupa Komisyonu ve desteklediği kurum olan ENAT-European Network for Accessible Tourism tarafından yapılan araştırmalara göre Avrupa'da yaşayan yaklaşık 37 milyon engelli ve 120 milyon engelli grubuna giren yaşlı birey bulunuyor. Toplam 157 milyon bireyden oluşan bu topluluğun yüzde 74’lük kısmının (116 milyon) seyahat edebilir bireyler olduğu tahmin edilebiliyor. Ancak söz konusu yüzde 74’lük kesimin sadece yüzde 17’lik (20 milyon) kısmı aktif olarak yurt dışı tatiline çıkabiliyor.  Bu sebeple “Engelsiz Turizm” atıl turizm pazarına hareket kazandıracak önemli bir etken olabileceği gibi, sezon yoğunluğunun düştüğü aylarda da pazarı hareketlendirecek ve turizmi 12 aya yayabilecek bir büyüklüğe sahip. 
http://turizmgazetesi.com/news.aspx?id=73788&utm_medium=email&utm_source=EmailMarketing&utm_campaign=TG22Mayis2014

NİSANDA DOLULUKLAR YÜZDE 7 DÜŞTÜ Türkiye genelinde otel oda dolulukları oda fiyatlarının azaldığı nisan ayında İstanbul ve Antalya'da da düşüşler oldu. Ankara'da ise doluluklar arttı.

Uluslararası veri ve analiz şirketi STR Global'in hazırladığı Nisan 2014 Ülke Performans Raporu’na göre Türkiye’de otel oda dolulukları nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7 düşerek % 63,6 olarak gerçekleşti.
Türkiye bu sonuca göre, Rusya ve Slovakya'dan sonra, Avrupa'daki en büyük düşüşü yaşayan ülke oldu. 
Nisan’daki en yüksek doluluk artışı ise  yüzde 16,5 ile komşu Yunanistan'da gerçekleşti. Yunanistan nisanı yüzde 61,9 doluluk oranı ile kapatırken, Nisan 2014'ün en yüksek doluluk oranının ise yüzde 76,8 ile Birleşik Krallık ve Malta'ya ait olduğu görüldü.
Öte yandan, Nisan 2014'de Türkiye ADR (ortalama günlük satılan oda bedeli) oranında, geçen yılın aynı dönemine göre % 10,9 düşüş yaşayarak, Avrupa bölgesinin, Rusya'dan (% -18) sonra en büyük düşüşünü yaşayan ülkesi oldu. Buna göre Nisan 2013’te Türkiye’deki ortalama oda fiyatı 121,04 avro iken 2014 Nisan’ında bu rakam 107,90 avro olarak gerçekleşti. 
Türkiye’de il bazındaki doluluk ve ortalama fiyatlara bakıldığında ise nisan ayı itibariyle İstanbul ve Antalya’nın düşüşte, Ankara’nın ise yükselişte olduğu dikkat çekti. 
İstanbul doluluklarında yüzde 12,2 düşüş
İstanbul Nisan 2014 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,2 düşerek  yüzde 67,7 oldu (2013 – yüze 77,1). Ortalama günlük satılan oda bedeli ise 141,89 avro olarak, 2013’e göre yüzde 13,2’lik bir düşüş gösterdi (2013 - 163,48 avro). Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler de ise (RevPAR) geçen yıla oranla yüzde 23,8'lik bir düşüş yaşandı ve 96,07 avro olarak ölçüldü (2013 - 126,11 avro).
Antalya’daki düşüş yüzde 8
Antalya’da ise Nisan 2014 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 8 düşerek  yüzde 49,3 olarak gerçekleşti (2013 – yüzde 53,6). Nisan 2014 – ADR (Average Daily Rate) – ortalama günlük satılan oda bedeli 71,77 avro olarak, 2013’e göre yüzde 13,3’lük bir artış gösterdi (2013 - 63,34 avro). Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler de ise ( RevPAR) geçen yıla oranla yüzde 4,2'lik bir artış yaşandı ve 35,39 avro olarak ölçüldü (2013 - 33,96 avro).
Ankara’da doluluklar arttı 

Buna karşılık Ankara ise Nisan 2014 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4,4 artarak, yüzde 65,2 oldu (2013 – yüzde 62,5). Nisan 2014 – ADR (Average Daily Rate) – ortalama günlük satılan oda bedeli 77,20 avro olarak, 2013’e göre yüzde 0,5’lik bir düşüş gösterdi (2013-77,57 avro) Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler de ise ( RevPAR) geçen yıla oranla yüzde 3,9'luk bir artış yaşanarak 50,33 avro olarak ölçüldü (2013 - 48,45 avro).
  http://turizmgazetesi.com/news.aspx?id=73785

Mehmet Erolçevik - Blog: OTEL GENEL MÜDÜRÜ İLE ŞİRKET SAHİBİ İŞ İLİŞKİLERİ

Mehmet Erolçevik - Blog: OTEL GENEL MÜDÜRÜ İLE ŞİRKET SAHİBİ İŞ İLİŞKİLERİ: Bu bölümde geleneksel kurum, geleneksel yönetim ve geleneksel genel müdür değil, çağdaş ve kurumsallaşmış otellerdeki genel müdürlerin şirk...

OTEL GENEL MÜDÜRÜ İLE ŞİRKET SAHİBİ İŞ İLİŞKİLERİ

Bu bölümde geleneksel kurum, geleneksel yönetim ve geleneksel genel müdür değil, çağdaş ve kurumsallaşmış otellerdeki genel müdürlerin şirket sahibi veya yönetim kuruluyla olan iş ilişkileri anlatılmaktadır.
Geleneksel kuruluşların aksine kurumsallaşmış işletmelerin en önemli özelliği, amaç ve hedeflerin, politikaların, izlenecek yollar ve uyulacak süreçlerin, süreçlerin işleyiş tarzının, uyulacak mevzuat ve başlıca standartların sistematik tarzda belirlenmesi ve yazılı hale getirilmiş olmasıdır.
Böylelikle hangi çalışan veya yönetici gelirse gelsin işletmenin yazılı sistematiğine göre çalışma ve iş görme kolaylığı sağlanmıştır. 
Konaklama işletmelerinde ister geleneksel, ister kurumsallaşmış kuruluş olsun göreve getirilen her genel müdürün otelin işletme felsefesini bildiği kabul edilir. Ancak geleneksel genel müdür ile çağdaş, kurumsallaşmış işletmelerdeki genel müdür arasındaki en belirgin fark çağdaş genel müdürün otel işletme felsefesini stratejik derinlikte inceleme becerisinin yüksek olduğu ve kararlarını bu yöntemle almasıdır. Ayrıca bu tarz genel müdürler geleneksel kurumlarda olduğu gibi sadece çok para kazanmaya odaklanmaz.
İşletmenin yaşaması için önemli diğer faktörleri de işletmeye faydaları gereği önemserler. Bu önemli faktörler geleneksel kurumların ve geleneksel genel müdürlerin fazlaca önemsemediği “müşterinin önemi, müşteri memnuniyetinin mutlaka sağlanması” ile “çalışan memnuniyetidir”.  
                                                                                                                    
Bunların sonucu olarak çağdaş genel müdür, geleneksel genel müdür gibi patronun veya hissedarların sadece çok para kazanma beklentilerine karşı empati yapmaz, farklı olarak para kazanma beklentisinin yanında müşteri memnuniyeti ve çalışan memnuniyeti konularını da önemle düşünür.                                                                                                                                

Otel işletme felsefesinin birinci adımı hangi kurumda olursa olsun aynıdır. Amaç nasıl olursa olsun çok para kazanmak değil, akıllıca para kazanmaktır. Para kazanma işi işletmenin kuruluş amacına ve işin doğasına uygun bir harekettir. İşletmeler de tüm canlılar gibi doğar büyür ve gelişme yönünde yol alır. Bu gelişimi sağlamak işi de öncelikle işletmenin genel müdürüne aittir.                                                                                                                  
Bu gelişimi sağlamak için genel müdürlerin ön plana çıkan önemli özellikleri olması gereklidir. Bunlar; bilgi, beceri ve tecrübenin bir arada bulunması, finansal ve teknik bilginin yanında sosyal becerilere sahip olması, her düzeyde insanla ilişki kurabilmesi ve empati yapabilmesidir.
Ayrıca birey olarak dışa dönük, pazarlamayı çok iyi bilen, çalışanlar üzerinde sinerji yaratan, değişime ayak uyduracak kafa yapısına ve özellikle detaylara hâkim olmak becerisine sahip olması da çok önemlidir.

Bütün bu beceriler genel müdürün liyakatini gösteren göstergelerdir. Liyakati kişinin oturduğu makamı doldurması, görevini başarı ile yapacak güce ve becerilere sahip olması olarak basitçe tarif edebiliriz. Genel müdür meslekte alt kademelerde geçirdiği zaman içinde otel yönetimi ile ilgili temel becerilerin yanında genel müdüre artı değer kazandıracak önemli birçok becerileriler de kazanmış olmalıdır. Bu becerilerin en önemlisi işletme felsefesini stratejik derinlikte incelemeyi sağlayan bilgiyi faydaya dönük kullanma ve bilgileri analiz etme ve doğru karar verme becerisidir. Bu önemli beceri genel müdüre ön veya uz görüde önemli avantajlar ve otelin kazanması için yaptığı stratejik planların gerçeğe yakın bir doğrulukta sonuçlanmasını sağlar.

Geleneksel kurumlarda bu beceriye önem verilmediği için genel müdür sadece geçmiş bilgilere ve geçmiş verilere dayanarak otelin gelecek kazanma planlarını yapar. Bu kazanma planlarının verileri sığ olduğu için hazırlanan geleceği kazanma planı genelde büyük sapmalarla sonuçlanabilir. Bundan dolayıdır ki bu kurumlardaki patronun, hissedarların ve genel müdürün saçı erkenden ağarır, sürekli karınları ağrır ve işletmede stres devamlı olur.                                                                                                                            
Çağdaş, kurumsallaşmış otellerdeki genel müdürler, geleneksel müdürlerin patron veya hissedarlar tarafından sadece niceliğe(bütçenin sonundaki rakamlara) zorlanmanın dışında nitelik olgusuna önemle ağırlık verirler. Çünkü zamanımızda uygulanan çağdaş yönetimlerin asıl hedefi mutlu organizasyonlar ile hedefe gitmektir. Bu organizasyonlarda evine mutlu dönen müşteri ile işletmede çalışanların mutluluğu, olmazsa olmaz iki önemli faktördür. Para kazanmanın asıl kaynağı müşteridir. Kurumsal işletmelerdeki genel müdür kazanma planlarını geleneksel kurumlardaki gibi müşteriyi yok sayarak veya hafife alarak yaparsa o planın mutlaka kaybettireceğini bilir ve bu nedenle müşteri memnuniyeti ve çalışan memnuniyeti konularında patron ve yönetim kurulunun bu konulara karşı düşünceleri için patrona ve yönetim kuruluna hayır deme cesaretini gösterir.                                                                                                                            
Patron veya yönetim kuruluna karşı görüş bildirmek ve muhalefet edip bazı uygulamaları tartışmaya açmak önemli bir yöneticilik göstergesidir.
Zamanımızda kurumsallaşmış veya kurumsallaşmayı hedefleyen patron şirketleri de üst yöneticilerini artık “hayır” diyebilen cesur ve farklı yöneticilerden tercih etmekte ve genel müdürlerinin işletme ile ilgili konularda şeytanın avukatı olmasını beklemektedirler. Burada patronların veya yönetim kurullarının bekledikleri tek önemli olgu genel müdürün görüşlerini söyleme üslubudur. Bu üslup çizmeyi aşmadan işletmenin kazanması için planlanan her olumlu görüşü doğru, dürüstçe ve açıklıkla söyleyen, karar sürecine aktif katılan, sorun çözen genel müdür modelidir.                                                                                            

Bu işletmelerdeki genel müdürlerin yönetim felsefesi açıklık, katılım, paylaşım ve süreç iyileştirme üzerine kurulur. Bu işletmelerde yapılacak her işin minimum standartları belirlendiği için işletmenin sürekliliğini sağlayan “süreç iyileştirme” sözü anahtar kelime kabul edilir. Süreç iyileştirme işletmelerin sürekliliği için çok önemli faaliyettir. Süreç denince genelde insanın aklına karmaşık ve çözülmesi zor konular gelmektedir.

Aslında süreç basitçe işletmede yapılan işlerin tümüdür ve her çalışanın yaptığı iş bir süreçtir. 

Buradan da görülmektedir ki, süreç iyileştirmenin baş aktörü o işi yapan çalışan olmalıdır. Çalışanın süreç iyileştirme konusunda eğitilmesi ve niteliklerinin artırılması, süreç iyileştirmelerinin işletmeye faydası için önemlidir. Bu işleyişi kısa bir örnek vererek daha kolay anlaşılması sağlanabilir.

Otel işletmelerinde ürünler ve müşterilere verilen hizmetler süreçler tarafından üretilir ve bu süreçler sadece müşteri ile temas eden bölümler tarafından üretilmez. Örneğin müşteriye sunulacak yemeğin servis elemanı tarafından müşteriye sunulmasında, satın alma departmanının malzemeyi satın alması, depo departmanına vermesi ve depolanması, depodan mutfak departmanınca malzemenin alınması ve mutfağa getirilerek yemeğe dönüştürülmesi ve sunum için servis departmanına verilmesinde görüldüğü gibi süreçler bir dizi farklı departmanlardan geçip müşteri ile temas eden departmanda sona erer. Bu bir süreçler zinciridir ve bu zincire sistem adı verilir. Yemeğin hazırlanıp müşteriye sunum sürecinde departmanlar arasında üst-amir ilişkileri yoktur, yatay ilişkiler vardır. Otel yönetim sistemi de yatay ilişkiler üzerine monte edilirse süreç iyileştirmeleri o kadar kolay olur.            

Sonuç olarak; çağdaş yönetimler pozitif seleksiyonların, yani iyinin kötüyü kovduğu yönetimlerdir. Bu işletmelerde günü değil geleceği kurtarmak fikri ön plandadır. Cesur ve farklı genel müdürler bu tarzın yaygınlaşmasında cephenin önünde ataktırlar. Geleneksel genel müdürlerin büyük bölümü maalesef işletme yönetiminde savunmada kalmaktadırlar. Bilinmelidir ki muharebe savunmayla değil atakla (taarruzla) kazanılır. 

http://turizmgazetesi.com/article.aspx?id=73729